ANI
Giriş Tarihi : 11-09-2023 16:52

Toprak Yol / Ahmet Keskin

Yazan: Ahmet Keskin -TOPRAK YOL

Toprak Yol / Ahmet Keskin

TOPRAK YOL

İki katlı bu kâgir ev, görmüş geçirmiş, her köşesi anı yüküydü.

Toprak yolun bitiminde belini bükmüş bir insan gibi ayakta durur, tahta çerçeveleri, iki kanatlı işlemeli kapısı, üst bölümü renkli camlarıyla sizi karşılardı.

Çatısındaki rengi atmış kiremitleri, bacası üstündeki leylek yuvası, leyleğin takırtayan gaga sesleri siz bulur, bakışlarınızı hapseder, içten bir sesle, “Hoş geldiniz." derdi.

Girişin sağında solunda Isparta gülleri, bir kaç horoz ibiği, merdiven basamaklarında fesleğen saksılarıyla karşılardı. Kapı üzerindeki tokmağa eliniz uzanmadan usulca üstlerinde eliniz dolaşır, kokusunu burnunuza çeker, tekrar tekrar aynı hareket ardından tokmak sesi ortalığı doldururdu.

Bir süre sonra "Geldim" diye bir ses size gelir, onca yolu boşuna gelmediğinize içten içe sevinirdiniz.

İlk adımlar taşlığa atılır, uzatılan terlikler ayakkabılarla yer değiştirir, "Geçin, geçin lütfen!" ile ilerlersiniz.

Sağdaki tahtadan işlemeli merdivene gözünüz takılsa da siz doğrudan karşı salona alınırsınız. Taşlıktaki yuvarlak bir havuzdaki fıskiyeden çıkan sular, yükselir yükselir gerisin geriye düşer, ardında ince, rahatsız etmeyen bir ses bırakır.

İçinizden bu havuz yanında bir sandalyeye oturup sade bir kahve içme isteğiniz olsa da, içerideki kanapede duvarındaki saraydan kız kaçırma deseni asılı duvar halısı, ortada pirinçten bir mangal bu istekteki ısrarınızı kırar atar.

Oturduğunuz yerden hal hatır sormalar, ne var ne yoklar, farklı sorular tebessümlü yüzlerde dolaştıkça dolaşır, nihayetinde bir sofraya buyur edilişiniz, leğende elinizi temizlemeniz seremonisi tüm incelikleriyle devam eder. Siz tüm bunları tekrar tekrar kaç kez yaşadığınız sayısı ile meşgulken zaman akar gider.
Girdisi çıktısı bol, tamamen ağaç işlemeli bu evlerden çok olmayışına üzülür, yeni evlerin beton duvarları, alçılı desenleri basit mi basit kalır?

Arada bir ziyarete geldiğiniz bu ev "bizim olsaydı" diye düşünür, inip çıkmadığınız o girişteki merdivenin götüreceği yeri hayal eder, kurar, kurarsınız. Bitmesini istemediğiniz bu ziyaret sona yaklaştığında istemeye istemeye izin ister ayrılırsınız.

Ardınızdan "Yine bekleriz" sizi takip eder "En kısa zamanda efendim inşallah, gelirken istediğiniz kitapları da bulup getiririmi fısıldar, isteksiz adımlarla uzaklaşmaya durursunuz.
O toprak yol sizi alır buluşturduğunca uzaklaştırır...

Editör: Dilek Tuna Memişoğlu 

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi