Aşk, bedeni terk etse de ruhu ölümsüzleştirir; gerçek âşıklar kalplerde yaşar."
ÂŞIKLAR ÖLMEZ
Bir dilber kalesinin burçlarında,
Göz kapaklarım yokluğuna ağlar.
Karalanmış bir kâğıt parçasında,
Garip adsız bir sözcük gibi ağlar.
Aşkın içinde aşktan gayrısı yok,
Aşk varsa başka bir şeye hacet yok.
Kör kuyunun Yusuf’tan haberi yok,
Yiten dünümüze küsmüş yâr ağlar.
Hasretin yaprak yaprak savuruyor,
Yaran yaramın içinde sızlıyor.
Aşk bu şişedeki gibi durmuyor,
Avcumda döner döner yanar ağlar.
Ağışın gök kubbesini yaş süsler,
Aşk şarabın içersen başın döner.
Gül dikenlerin arasında biter,
Gözlerimin içinde pişer ağlar.
Ben seni sevmeyi de seviyorum,
Akrebin iğnesiyle avunurum.
Günden güne çaresiz eriyorum,
Bağrıma bastığım kıvılcım ağlar.
Âşık adamın gıdası sevgidir,
Âşığın yaşarken ölmesi yeğdir.
Düştüğüm yerde dermanım sendedir,
Şakağıma sıktığın kurşun ağlar.
Yürek kanayarak ahla yaşlandı,
Mancınıkla ateş kor alev aldı.
Şu bedenim ruhunda mayalandı,
Üfleyip üfleyip kefene ağlar.
Ayağıma batan diken misali,
Aşkın odununu yakan sevgili.
Aşk bir kelime ne uzun heceli,
Dudaklarıma düşen vedan ağlar.
Âşık aşkıyla bir gönüle gömülür,
Ona kul, ona kül olanı görür.
Ölen bedene gam çöker çürütür,
Dünyada vadem doldu felek ağlar.
Kumcuoğlu git ahretten içeri,
Öldü diye sala salar defteri.
Âşıklar ölmez, dikilir heykeli,
Aşk pazarında satılan can ağlar.