LİMONLAR
Bahçesinden topladığı limonları plastik kasaya doldurdu. Kasayı kucaklamak istedi, ağır geldi. Boş kasalardan birini alarak bir kısmını ayırıp yükü hafifletti. Tekrar denedi. Bu kez kaldırabildi. Doğruca bahçenin dışına yöneldi.
Titreyen ayakları ile ağır adımlarla ilerledi. Gövdesi gün gün hizmette zorlanıyordu.
Bugün gelin evde saç vurmuş, ekmek yapmaya durmuştu. Yoksa o, her bir işi kolaylar, yardımcı olurdu.
“Baba” demişti. “Ekmeği bitireyim sana yardımcı olurum.”
-Kızım sen bak işine, ben yavaş yavaş hallederim.
- Gitmeden sana bazlama yapıp yağlayayım ya da katmer, hangisini istersen yapayım? Çayını termosa koydum.
- Sen kolayına gelenden yap kızım.
Kasaları bahçenin dışına taşıdı. Duvar dibindeki teraziyi getirdi. Yol kenarına bir biriket koyup kasayı görünmesi için üstüne koydu. İşini tamamladığında yorulduğunu hissetti. Biraz da sırtı terlemişti. Oturduğunda üşüdüğünü hissetti. Ceketini çekiştirip düğmelemek istedi, düğmesi yoktu.
“Kopmuş” dedi, “akşam evde dikeyim.”
Kasadan bir portakal aldı. Yavaş yavaş soymaya koyuldu. Oğlu belediyede çalışıyor, sabah gidip akşam geliyordu. Hafta sonu dışında bir yardımı olmuyordu."Yerinde sağolsun. Gelinle biz bahçe işlerini nasılsa hallediyoruz. Çoçuklar ufak. Bakalım büyüdüklerini görebilecek miyim? Hanım torunları da göremedi. Ah güzelim ah! Ben gitmeli, sen geriye kalmalıydın. Kendi işlerini rahat görürdün. Erkeğin kendi işini görmesi zor."
Soyduğu portakalı ikiye böldü. Ayırdığı dilimi ağzına kattı. Yol hareketli değildi. Tek tük araç geçiyordu. Çiğnemesini sürdürürken bir araç yavaşlayıp durdu. Gençten bir adam araçtan inip selamladı.
- Hayırlı işler!
- Sağol oğlum, buyrun.
- Emmi limon ne kadar?
- Kilo iki buçuk; portakal da var, fiyatı aynı.
- Limonlar sulu mu?
- Sulu, memnun kalırsınız.
- Kasayla alsam biraz daha indirim yapar mısın?
- İkiden yaparım.
- Çekelim o zaman.
Yerinden doğrulup elindeki yarım portakalı uzattı.
- Buyrun, yeni soymuştum. Siz yiyin.
Kasayla çekip, limonları araba bagajına yerleştirdiler. Beş kilo da portakal ilave ettiler.
Parasını alıp yolcu ederken;
- Afiyetle tüketin. Hayırlı yolculuklar.
Araç hareket edip uzaklaştı. Yaşlı bedeni sanki bir anda dinçleşti. Eline ayağına can geldi.
- Limon toplayayım biraz.
Biriket üstüne portakal kasasını koydu.
- İlk ağaçtan toplayayım, bugün bereketli olacak!
Bahçeye duvardan atlayıp geçti. Sakallı yüzü ışımış, içinden türkü söyleme isteği gelmişti.
Titrek sesiyle türküyü kendine arkadaş yaptı.