KARA KAVRUK
Ardına bakıp hatıra aramaz mı gözler
Yüreği yakmaz olmuş sinedeki közler
Kâh gönül kırmış kâh gönül almış sözler
Gönül o günleri hem o anları özler
Güneşte yanmış yüzü kara kavruk
Yorgunluktan tarumar olmuş sarma savruk
Dinlemez hiç kimseyi kendi başına buyruk
Adalet, mertlik şiarıdır onun doğruluk
Yürekleri parçalar bağrını deler acısı
Uykusuzluk ve düşlerdendir gözlerinin sancısı
Ceza isteyemez hiçbir gönül savcısı
Olur mu maral boynun ürkek karaca avcısı
Ağarmış saçının her telinde bir hatıra
Kanatıyor bağrını tırnak batıra batıra
Geçmişi o yaşantısı asla sığmaz satıra
Hikâyesini dinlersen ağlarsın hıçkıra hıçkıra