GİRDAP
Kaç kez yazıp
Kaç kez sildiğimi unuttum.
Aslında çok şeyleri unutmuşum
Bir yudumluk ömürün
Her damlasında ayrı bir girdapla savaşırken
Safran kokulu umutlarınla geldin.
Yeniden öğrendim gülümsemeyi gamzelerinde
Yeniden sevmeyi öğrendim
Dünyaları sığdırdığın yüreğinde.
Sayfalar yırtıldı.
Artık kapanıyor perde.
Çay içecek bardak bile kalmadı.
Erenler sofra bezini toplama telaşında.
Dökülmesin gönül kırıklıkları etrafa
Sen geldin ya!
Kaldırıp kenara atılmış eski bir mobilyanın
İlk sahiplenildiği gün bıraktığı tatlardayım.
Biraz yıpranmış
Biraz cümleleri hırpalanmış…
Biraz da horlanmış
Sen geldin ya.
Sen geldin ya!
Temize çalıyor bulanık ellerim.
Korkusuzca tutabiliyorum yarım nefesimi
Köşelerim törpülenmiş.
Güzel bakabiliyorum gözlerinle
Emanet değil, sahiplendim gölgeleri.
Üzerime bıraktığın güneş al yazma.
Sen geldin ya!
Bütün putlar kendiliğinden kırıldı.
Eksiğim
Eksikliğinmiş meğer
Perde kapanırken anladım.