GİDENİN ARDINDAN
Sen bir serçeydin göğüs kafesimde, Ayrılık kapısını açıp, uçup gittin....
Güneşin sarısı azaldı,
Sarı saçların olmayınca...
Yüzümde tebessüm azaldı,
Gözlerime gamzelerin dolmayınca...
Sen alıp gidince deniz gözlerini,
Benim umutlarım karaya oturdu...
Şimdi kim bilir,
Nerede güzelliğini konuşturup,
Kimlerin dilini lâl yapıyorsun…
Şimdi kim bilir,
Kimlerin gönül ülkesinde ihtilal yapıyorsun…
Sen bir serçeydin ve kalbim de bir bahçe,
Bütün dallarımı sensiz bırakıp gittin…
Ömrümün baharları azaldı,
Senin çiçek yüreğin olmayınca...
Kurduğum pembe hayaller azaldı
Seninle kurduklarım gerçek olmayınca....
Sen; sarıyı, maviyi, pembeyi alıp gidince,
Beyaz da geldi saçımdaki karaya oturdu.....
Şimdi kim bilir?
Kimlerin kalbini alevlendirip
Bütün renklerini al yapıyorsun...
Şimdi kim bilir?
Kimlerin gönül ülkesinde ihtilal yapıyorsun…
Sen bir serçeydin masum ve ürkek,
Sığmadın içime kartal gibi büyüyerek...
Beni bu kalabalık şehirde tek koyunca,
İstanbul'a olan sevgim azaldı...
Boğaziçi'ne gömüldü sevinç martılarım,
Gülüşün gidince gülüşüm azaldı...
Sen mavi gözlerinde İstanbul'u alıp gidince,
Denizsiz sevdam gitti Ankara'ya oturdu...
Şimdi kim bilir?
Tatlı dilinle kimlerin kulağına bal yapıyorsun,
Şimdi kim bilir
Kimlerin gönül ülkesinde ihtilal yapıyorsun….
Sen bir serçeydin ve sapan senin elinde,
Çocuk gibi vurdun beni bir bahar gününde.
O gün her kelebek benim içimde uçmuştu,
Mayıstı ama sanki çiçekler yeniden açmıştı…
Artık asık suratımdan ötürü sevenim azaldı,
Serçeler zararsız diyenlere güvenim azaldı,
Gitttiğin gün ela bakışlarım siyahtı,
Günler geçtikçe en karaya oturdu....
Şimdi kim bilir,
Uçtuğun güzergâhı kimlere yol yapıyorsun?
Şimdi kim bilir,
Kimlerin gönül ülkesinde ihtilal yapıyorsun…
Editör: Dilek Tuna Memişoğlu