DELİ ÖZLEM
Gece oldu mu daha bir çöküyor insanın üstüne yalnızlık,
Yorgan gibi örtüyor insanı hatıralar,
Hayaller dost, gerçekler düşman...
Dakikalar saatlere dargın,
Ama gibi bakıyor duvarlar insanın gözüne,
Üzerine gelircesine...
Yastıklar çatmış kaşını,
Televizyon siyah beyaz renksiz,
Sigara tatsız,
Çay şekersiz...
Özlem; özlem, hasret kadar özlem...
Dört bir taraf kuşatılmış yalnızlıkla,
Bütün kaleler teslim edilmiş hasret denen o saygısız duyguya.
Gözlerde kızgınlık,
Geçmeyen zamana yürekte bir kırgınlık.
Etraf zindan karası,
Odanın içine ok gibi saplanmış ay ışığı,
Ben yine, tüm zamanların en aptal aşığı.
Özlem; özlem daha bir fazla özlem...
Duvar saatinin tak tak ayak sesleri, gittikçe yaklaşıyor beynime çakılırcasına...
Sabahı getirmeyen zamana küfür edercesine
Unutamamak mı zor
Unutmak istememek mi, belli değil
Gecenin en karanlık anı belli olmadığı gibi.
Özlem; özlem daha çok özlem...
Güneş doğacak mı karanlığının ardından,
Sabah aynı özlem olacaksa, gece yine gelir nasılsa.
Uyumak lazım o zaman,
Eeee, uyuyalım o zaman kısmet olursa...
Uyunur mu be, varsa yüreğinde bir sevda.
Ve sevdiğin yoksa yanında.
Yataklar bile düşman gelir insana
Özlem; özlem, yine özlem...
Saat bilmem kaç,
Vakit gece yarısı,
Karanlık çökünce daha bi çok yakıyor insanın canını, bu gönül ağrısı...
Ah bu serseri hayaller, neden sırtınızı döndünüz bana, hani dosttunuz bir zamanlar.
Siz de mi düşman oldunuz uykularım kadar...
Özlem; özlem insanın canını acıtırcasına özlem...
Mutlu olanların çoğu beyaz bayraklarını çektiler uykuya,
Mutsuz olanlara selam dursun karanlıklar...
Editör: Nezihat Keret