BUZ KIRAN
Uçsuz bucaksız
Odada
Bir piyano vardı
Bir de ben.
Sensiz
Sızılı bacaklarında, mecalsiz notalar ağır aksak
Köhne bir ihtiyar mı oturmuş baş köşesinde
Harabe sakallarından sıvazlar durur hayatı.
İniltili notalarında yıkılıyordu duvarlar
Çökmüş harabe toprak, mertek tavan
Dökülüyordu taşları ihtişamlı göklerin
Yıldızlar inmiş yerlere serim kan revan.
Akmaz tek bir damla bile
Eksilmez
Burnumda yokluğunun kavruk kokusu
Korkularında
Üşür nefesim ne fayda
Silkelenir karlara bata çıka
Donmuş yücelerde bir dağ köylüsü
Oturmuş titrek dudaklarında
Kireç tutmaz bir sevda türküsü
İyi olmaz âhvalinde çalar acı bir ıslık
Yırtar havayı deler geçer bağrımı
Çarpar, bir o duvara bir bu duvara
Uçsuz bucaksız
Odada
Kırık bir ayna vardı
Bir de kesiklerinde viran kalbim.
Çalardı yerlere beni eski bir gramafon
Sen gelirdin aklıma hiç gitmezdin.
Tutamazdım avuçlarını
Nağmelerinde bir hasret vardı bir özlem
Bir de soğuk rüzgarlara tünemiş ayak seslerin
Kalın perdelerinde buza kesmiş gönlümün.
Zirvesinde pecmürde yalnızlıklarında
Çalardın karasını kulaklarıma avaz avaz
Kırık merdivenlerinde
Yanmış tabanlarım bak elli dördünde.
Ben ki
Bir acemi sevda bilmezin
Sen ki
Git git bitmezim
Yürür
Gözlerimin fersiz fenerlerinde
El sallar çürümüş iskelede
Denizsiz gemilere.
Gel ey buz kıran
Parçala yüregimin ayazlarını
Serp tutuşturduğun cehennemine
Sönsün bu nârı figanın.
Uçsuz bucaksız
Odada
Bir keman ağlardı
Bir de ben .
Ucu keskin öyle yanık
Güvertesinde yalın ayak
Meltemlerde savrulan saçların
Güneşe ateş taşırdı erirdi bedenim.
Evrende
Bir ben vardım
Bir sen
Bir de tel tel hayallerin
Kakülün
Perçemin.
Yoktu kimseler bizden başkası
Tıklım tıklım merhametsiz hatıralar
Tutmaz ellerimden bir bahar gibi
Sıkış sıkış vefasız o hayallerin
Dikiş tutmaz kapanmaz yaralarında
Baktığım
Kanadığım her köşesinde bir sen vardın
Issız köşesinde hep ben.
Gel ey dalgakıran
Set ol bu karı boranlarına
Parçala yüregimin ayazlarını
Serp tutuşturduğun cehennemine
Sönsün bu nârı figanın.