BİR GÜN DE OLSA ÇOCUK KALALIM
Çocuk kalmak çocukça yaşamak bir daha tekrarı olmayan eşsiz bir hayalin başlangıcıdır.
Keşkelerle süslü özlem dolu koca bir serüven fitilinin ateşlendiği yerdir çocukluk.
Bazen ara ara çocukları uzaktan seyrederim özlemle yoğun duygular içinde. Alıp düşlerime koyardım, hayallerime misafir ederdim eksik yanlarımı o duygularla doldurmaya çalışırdım.
Ben hiç çocukluğumu yaşamadım hep uzaktan seyrettim başkalarının gözüyle gördüm, kulağıyla işittim, diliyle anlatmaya çalıştım.
Düşünüp en mutlu olduğum hayellerimden birisi de gerçek bir oyuncağıma kavuşur olmamdı.
Maalesef o da hep hayaldi hayal olarakda kalırdı.
Anadolu topraklarında çocuk olmak zor iştir. Herşeyi yaşamak istersin sadece istemekle mutluluk hissini tadarsın. Ayağında lastik ayakkabın sahip olduğun en güzel hediyedir, gözün gibi bakarsın sıcaklarda ayağın pişer ama yine de mutluluk duyarsın.
Kendini farklı hissedersin, umut bağlarsın yarına, hayata tutunmaya.
Kaleme kağıda özlem duyarsın ama hep yabancı kalırsın. Başkalarından öğrenmeyi, dinlemeyi bilmemenin ezikliğinin ötesinde farklı bir mutluluk zannedersin.
Köylü bir çocuğun en güzel hayali çamurdan oyuncaklarıdır.
Yük getirmeyen aileyi üzmeyen masrafsız oyuncaklarıdır. Bunları en yakın arkadaşıylada paylaşmasını çok iyi bilen bir yapıda olduğunu da unutmayalım.
Yazılan bu anlatımlar, saf ve temiz kalpli güzel çocukların gerçek yaşantısındaki esintileridir.
Benim doğup yaşadığım bu yerler.
Beni başkalaştırmadı.
Bana saflığı doğruluğu öğretti.
İnsan kalmanın yolunda yürümeyi.
Hayatla mücadeleyi öğretti.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildi.
Sadece bilmediğim eksikliğimdi.
Onu da okudukça öğreniyordum.
Öğredikçe de yaşamaya çalışıyordum.